Ana içeriğe atla

İzmir Bayraklı Tarihçesi İsmi Nereden Gelmektedir? Eski Bayraklı'da Yaşam Nasıldı?

 İzmir tarihinde M.Ö.3000’den 3.yy.’a kadar önemli yer tutan ve Arkaik Dönem tapınak ve konut mimarisinin bilinen en erken örneklerini sergileyen, kentin ikinci kez kurulduğu yerleşim alanını barındıran Bayraklı’nın, Helenistik dönemden Türk dönemine kadar kentsel gelişimi ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Türk dönemine ait resmi kayıtlarına 16. yy. defterinde rastlanan, İzmir körfezinin kuzeydoğusunda, Bornova Ovası’nın önünde ve Yamanlar dağı silsilesinin denize ulaştığı son noktada konumlanan Bayraklı Köy yerleşiminin o yıllardaki adı “Bayraklu” olarak geçmektedir.

Bayraklı 1528’de Bornova’ya, 1575’te ise bütün diğer köyler gibi İzmir’e bağlı olarak gösterilmiştir. 16. yy.’daki ilk sayımda Bornova’ya bağlı olarak gösterilen Bayraklı nüfusu, 88 iken, 1575’te 115 kişiye yükselmiştir. Bayraklı, o yıllarda hem idari hem de ekonomik faaliyetleri ile Bornova’ya bağlı bir yerleşimdir. Bornova ile olan bu organik bağı, Cumhuriyet dönemine dek sürmüştür. Hatta 19. yy.’da Bayraklı’da yer alan iskele, Bornova iskelesi olarak adlandırılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti döneminde, 1930 yılında, Bornova’dan ayrılarak Bayraklı köyü olarak kayıt edilmiştir. Tarihsel süreçte, Türkmen boylarının yerleşik hayata geçişleriyle birlikte, kurdukları köylere adlarını verdikleri bilinmektedir. Bayraklı adının kökeninin de, bu bölgeye yerleşen Halep Türkmenlerinin Harbendelü, diğeri İnallu kökenlerine mensup Türkmenlerden geldiği düşünülmektedir.


16.yy. 17.yy. ve 18 yüzyılda Bayraklı

Türk nüfusunun kente yerleştirilerek Türkleşme sürecinin başlatılması Anadolu Selçuklu döneminde başlamıştır. 16. yy. İzmir’inde de aynı politikaların halen varlığının sürdürüldüğü, fethedilen toprakların Türkleşmesinde ahilik teşkilatının çekirdeği olan zaviyelerin, Bayraklı yerleşiminde de varlığının korunmasından ve vakıflaşmış bir düzenin kurulmasından anlaşılmakta olup, bu dokunun en azından 18. yy. ortalarına kadar sürdürüldüğünü söylemek de olanaklıdır. O dönemde, zaviyenin Hasandağı’nda kurulması ve Bayraklı köy evlerinin de zaviyeye yakın yapılmış olması, ilk Türk yerleşim yerinin bu bölge olduğunu düşündürmektedir.

17. yüzyılda İzmir genelinde başlayan ticari gelişimler, tüm İzmir’i farklı bir kent yapısına dönüştürürken, Bayraklı da aynı etkiyle değişmiştir. Bu süreç içerisinde İzmir’in kavuştuğu yeni görünüm, 17. yy.’dan 19. yy.’a kadar kenti ziyaret eden seyyahların anı ve raporlarından, gravürlerinden okunabilmektedir. Ancak, bu bilgilerde, Bayraklı bölgesinden söz edilmemesi ve İzmir gravürlerinde bölgenin boş bırakılması, söz konusu süreçte Bayraklı’da yapılaşmanın olmadığını vurgular niteliktedir.

19.yy'da değişen Bayraklı


Bayraklı’da yapılaşmanın hızla arttığı dönem ise 19. yy. başlarıdır. Aynı dönemde Yunanistan’ın bağımsızlığını ilan etmesiyle ekonomik ve sosyal yaşantısı olumsuz etkilenen pek çok kişi Ege kıyılarına ve adalara göçmüşler, ikinci göç dalgası ile İzmir’e gelerek Buca, Bornova ve Bayraklı’ya yerleşmişler ve yerleşimleriyle birlikte ibadet yapılarını da inşa etmişlerdir. Bayraklı’da Aya Triada Kilisesi en eski dini yapı kimliği taşımakta olup, 1845 yılında var olduğu aktarılan bilgiler arasındadır. Yine, Turan’da bulunan Aya Triada Banyoları’nın temizliği ve havasının temizliğinden dolayı ilgi gören yerlerden biri olduğu, döneminin basınında yer almıştır. 19. yy.’da göçle gelen azınlıklar ile Levantenler, İzmir’in ticaretini elinde bulundurmakta ise de, bu dönemde Rize kökenli bir Osmanlı olan Yahya Hayati Paşa, İzmir’e yerleşmiş, 1883 yılında Urlalı Hafız Mehmet Efendi ile birlikte Hamidiye Vapur Şirketini kurarak, Karşıyaka, Göztepe, Karataş ve Güzelyalı’nın yanı sıra Bayraklı’da da iskeleler kurdurmuştur. Bayraklı sahil şeridinde konumlandırılan, yaklaşık 1870 yılında yapımına başlanan, Ermeni mimar Andon Galvono tarafından yapılan Yahya Hayati Paşa Köşkü, sahilde bahçeli ve iki katlı yapıların yapılmasını teşvik etmiş ve Bayraklıdaki konut mimarisinin oluşmasını sağlamıştır.


1898’de dönemin padişahı, Yunan Ortodoks olan Transibulo Pittako ile Yahya hayati Paşa’ya Bayraklı tepesini hediye ettiği ve her ikisinin de bölgede bir yerleşim oluşmasına katkıda bulunmak için Katoliklere ve Ortodokslara ibadethaneler kurmaları için arazi bağışladıkları, öncesinde İzmir’den gelen birçok Katolik ailenin burada yazlık evler kurduğu bilinmektedir.
İzmir’de 19. yy.’da, İzmir-Kasaba demiryolunun tamamlanması, havagazı fabrikasının kurulması ve İzmir Limanı yapımına başlanması gibi ardı ardına gelen hızlı değişimler, 1885 yılında 5 km. uzunluğundaki Bornova-Bayraklı karayolunun açılmasını sağlamıştır.

Yorumlar

Latest Posts

Merkezi İş Alanı Ne Demek? Mia'nın Açılımı Nedir? Mia Özellikleri Neler?

Mia'nın Açılımı Büyük kentlerde, kent merkezlerinde ticaret yoğunluğunun olduğu bölgelere,  Merkezi İş Alanı kısaca Mia denilmektedir. Bu bölgelerde genellikle plazalar, ofisler, rezidanslar gibi yapılar yer alır. Kent merkezinde yer alan Merkezi İş Alanları, ulaşım açısından da kolay ve merkezi bir konumdadır. Merkezi İş Alanı (MİA) , sosyokültürel ve ticari amaçlı yapılar için ayrılmış bölgedir. Bu alanın tanımı, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'ne göre düzenlenmiştir. Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nde Merkezi İş Alanı şöyle tanımlanmıştır : "İmar planlarında yönetim, sosyokültürel ve ticari amaçlı yapılar için ayrılmış bölgedir. Bu bölgede büro, iş hanı, gazino, lokanta, çarşı, çok katlı mağaza, banka, otel, sinema, tiyatro gibi sosyal kültürel tesisler, yönetimle ilgili tesisler, özel eğitim ve özel sağlık tesisleri ve benzeri yapılar yapılabilir." Merkezi İş Alanlarında genel olarak yapılaşma fazladır. Bu alan aynı zamanda kentteki en yükse

Binaları Hasar Gören Depremzedelerin Merak Ettikleri Sık Sorulan Sorular

 7269 Sayılı Kanun Kapsamında Muhtemel Soru Ve Cevaplar 7269 sayılı olarak geçen kanunun tam adı " Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun" olarak geçer. Bir başka değişle Afet (Deprem) kanunuda denilebilir. Bu kanuna göre yapılan hasar tespit çalışlarında en sık karşılaşılan soru ve cevaplar şöyledir: 1) Hasar tespit çalışmaları hangi kurum koordinesinde yapılmaktadır? Hasar tespit çalışmaları AFAD adına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı/İl Müdürlüğü koordinasyonunda yapılmaktadır. Çevre Şehircilik Bakanlığı/İl Müdürlüğü bu çalışmalarda Belediyeler, Karayolları, DSİ gibi kurumlardan da teknik personel desteği almaktadır.   2) Hasar tespit çalışmaları ne amaçla yapılmaktadır? Nakdi yardım, geçici barınma yardımı, kalıcı konut yardımı vb. yardımların hangi afetzedelere, ne ölçüde yapılacağına karar vermek için hasar tespit çalışmaları yapılmaktadır.   3) Binaların hasar durumları nasıl belirlenmektedir? Bu konuda eğitim almış,

Kaç Çeşit Emlak Türü Vardır? Neye Göre Ayrılır?

Gayrimenkul sektöründe emlak çeşitleri beş başlık altında toplanmaktadır. Bu sınıflandırma yapılırken tüketici beklentileri, gayrimenkülün özellikleri, yatırım fırsatları, yasal zorunluluklar ve diğer etmenler dikkate alınmaktadır. Şu şekilde sınıflanırlar :  Konutlar Ticari Amaçlı Emlaklar Endüstriyel Amaçlı Emlaklar Tarıma Yönelik Emlaklar Özel Amaç Teşkil Eden Emlaklar 1) Konutlar Özel kullanıma hitap eden temel barınma ihtiyacı için yapılmış her türlü emlağı kapsar.Kiralama, satma ve devredilme özellikleri de bulunan konutlar pazar payı önemli olan ve sektöre hızlanma kazandıran ürün şeklidir. 2) Ticari Amaçlı Emlaklar Ticari amaçlara yönelik alım satımı kiralaması yapılan emlak türleridir.Özellikle emlağın yatırım özelliği ve değeri ön plandadır.Ticari amaçlı emlaklar için bu özellik önem arz etmektedir.Bu açıdan bakıldığında konutta ticari amaçlı olabilmektedir. Değiş tokuş işlemlerinin olduğu durumlar da ticari amaçlı emlaklar sınıfına girer. 3) En