Emlak vergisi gerçek ve tüzel kişilerin mülkiyetinde bulunan bina, arsa ve araziden alınan hasılatı yerel yönetimlere bırakılmış, sürekli, objektif özel nitelikte servet vergisidir.
Emlak vergisi objektif nitelikte bir vergidir. Yani subjektif (kişisel) bir unsur değildir. Ayrıca emlak vergisi artan oranlı değil tek oranlı vergi uygulanmaktadır.Vergi oranı mükellefin kişisel durumuna göre değil, vergiye konu gayrimenkul türüne göre değişiklik göstermektedir.
Emlak vergisi özel bir servet vergisidir.Konu unsuru servetin tamamından değil sadece arsa, arazi ve bina kavramlarını içeren gayrimenkullerdir.
Emlak vergisi niteliği yapısı itibariyle yerel bir vergi olarak uygulanır. Fayda teorisi yaklaşımıyla; yol, su, kanalizasyon, bayındırlık hizmetleri gibi yerel nitelikli kamu hizmetlerinin gayrimenkuller değerinde olumlu yönde etkiler. Bu tür hizmetlerden yararlana gayrimenkul sahiplerinin bu hizmetlerin getirdiği mali yüke katılmaları sağlanır. Bu bakış açısı emlak vergisinin yerel yönetim vergisi olduğunu da açıklamaktadır.
Emlak vergisinin mükellefi genel olarak bina ve arazinin maliki, intifa hakkı varsa bu hakkın sahibi, bunlar yoksa bina ve araziyi malik gibi kullananlardır.
Emlak vergisi Kanun aslında bina ve arazi vergisi olmak üzere iki ayrı vergiyi içermektedir. Ancak her iki vergiyi ilişkin düzenlemeler büyük ölçüde bir bütünlüğe sahiptir. Emlak vergisi kanunu üç kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda bina vergisine ilişkin hükümler, ikinci kısımda arazi vergisine ilişkin hükümler, üçüncü kısımda ise bina ve arazi vergisine ilişkin ortak hükümler yer almaktadır.
Emlak vergisi objektif nitelikte bir vergidir. Yani subjektif (kişisel) bir unsur değildir. Ayrıca emlak vergisi artan oranlı değil tek oranlı vergi uygulanmaktadır.Vergi oranı mükellefin kişisel durumuna göre değil, vergiye konu gayrimenkul türüne göre değişiklik göstermektedir.
Emlak vergisi özel bir servet vergisidir.Konu unsuru servetin tamamından değil sadece arsa, arazi ve bina kavramlarını içeren gayrimenkullerdir.
Emlak vergisi niteliği yapısı itibariyle yerel bir vergi olarak uygulanır. Fayda teorisi yaklaşımıyla; yol, su, kanalizasyon, bayındırlık hizmetleri gibi yerel nitelikli kamu hizmetlerinin gayrimenkuller değerinde olumlu yönde etkiler. Bu tür hizmetlerden yararlana gayrimenkul sahiplerinin bu hizmetlerin getirdiği mali yüke katılmaları sağlanır. Bu bakış açısı emlak vergisinin yerel yönetim vergisi olduğunu da açıklamaktadır.
Emlak vergisinin mükellefi genel olarak bina ve arazinin maliki, intifa hakkı varsa bu hakkın sahibi, bunlar yoksa bina ve araziyi malik gibi kullananlardır.
Emlak vergisi Kanun aslında bina ve arazi vergisi olmak üzere iki ayrı vergiyi içermektedir. Ancak her iki vergiyi ilişkin düzenlemeler büyük ölçüde bir bütünlüğe sahiptir. Emlak vergisi kanunu üç kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısımda bina vergisine ilişkin hükümler, ikinci kısımda arazi vergisine ilişkin hükümler, üçüncü kısımda ise bina ve arazi vergisine ilişkin ortak hükümler yer almaktadır.
Yorumlar
Yorum Gönder